AĞIRLIK KALDIRANLAR
Müslüman gençler kuvvetlerini denemek ve “ağırlık kaldırma müsabakasıyla” meşguldüler. Orada büyük bir taş vardı ki, gençler onu kuvvet ve mertliklerin ölçüsü olarak sayıyorlardı. Bu sırada Resul-i Ekrem (s.a.a) geldi ve sordu:
– Ne yapıyorsunuz?
– Kuvvetimizi deniyoruz. Hangimizin daha güçlü olduğunu bilmek istiyoruz.
– İsterseniz eğer, hanginizin daha kuvvetli olduğunu, ben söyleyeyim.
– Elbette, Allahın elçisinin, müsabakanın hakemi olması ve başarı nişanını vermesinden daha iyi, ne olur?
Toplulukta bulunanlar, Resul-i Ekrem (s.a.a) hangisini kahraman ünvanıyla tanıtacak diye bekleyip bakmaktaydılar. Hatta birkaç kişi, şimdi Allahın elçisi kendisinin elini tutup müsbakanın kahramanı olarak tanıtacak diye düşünüyorlardı.
Resul-i Ekrem (s.a.a): Kim her hangi bir şeyden memnun olura ona ilgi duyarsa, o şeylere duyduğu alakayı hak ve insanlık dairesinden dışarı çıkarmazsa, kötülüklere bulaşmazsa, bir sebeple sinirlenip ruhunda öfkeden bir dalga belirir ve başka, bir şey söylemezse, diline yalan ve küfür kelimesi getirmezse, kudret ve nüfuz sahibi olduğuna önündeki engelleri kaldırıp hakkı olan miktardan fazlasına elini uzatmazsa, güçlü ve kuvvetli o kimsedir.