BAYKUŞLARIN ARASINDAKİ DOĞAN
Padişahlar, av için doğan kuşu beslerler. O kuş av için salıverildiğinde işini bitirip tekrar padişahın yanına döner. Bir padişahın av için gönderdiği doğan kuşu, yolunu şaşırdı. Baykuşların yaşadığı bir viraneye girdi. Baykuşlar telâşa kapıldı. Bu doğan bizi, şu harap yerden çıkartır, yerimizi alır diye korktular. Doğan kuşunun başına üşüştüler.
Kanatlarının tüylerini yolmak için çekiştirmeye başladılar. Doğan, ”Ey baykuşlar! Telâşa kapılmanıza gerek yok. Şu yıkık viraneniz sizin olsun. Ben, vatanıma gidip, padişahın bileğinde nazlanacağım” dedi. Baykuşlardan biri, ”Bu doğan sizi, yerinizden ve yurdunuzdan etmek için hile yapıyor” dedi. Doğan kuşu, ”Padişah adamlarıyla beni arıyordur. Kılıma zarar gelirse, bütün baykuş yuvalarını kökünden kazır. Padişahın sevgilisi olan hiç kimse garip kalmaz. Ey baykuşlar! Siz de, bana uyun. Hepiniz birer doğan olun” dedi. Allah yolunu talep eden kişi, dünyada padişahlar padişahı olan rabbü’l-âlemîni unutmadan yaşamalıdır. Asıl vatan olan âhiret yurdunu özlemeli, viran olası dünyaya aldanmamalıdır.