DÖRT HİNTLİ MÜSLÜMAN

Dört Hintli müslüman ibadet etmek için mescide girdi. Namaza başladılar. Bu sırada mescidin müezzini geldi. Namaz kılan Hintliler’den biri, namazda olduğunu unutarak müezzine seslendi: ”Müezzin, ezanı okudun mu?Yoksa, vakit daha girmedi mi?” Yanındaki Hintli, ”Kardeşim namaz kılarken konuştun, namazın olmadı” dedi. Diğer Hintli, ”Amca, sen onu ikaz ederken, senin de namazın bozuldu” dedi. Dördüncü Hintli, ”Allah’a şükürler olsun, sizin düştüğünüz hataya düşmedim. Konuşarak namazımı bozmadım” dedi. Bu şekilde, dört Hintli müslümanın da namazı bozulmuş oldu. Nefsânî huylarını terketmeyen, kötü ahlâk sahipleri mânen hastadır. Hastalığını tedavi etmek için gayret göstermelidir. Kendi ayıbını ve kusurlarını görmek, mânevî hastalığın ilâcıdır. Başkasının ayıbını görmek, o ayıbı satın almaktır. Kendi kusur ve ayıplarıyla meşgul olana ne mutlu!