Mesneviden Hikayeler

HANNÂNE DİREĞİNİN İNLEMESİ

HANNANE DİREĞİMedine’de yapılan ilk mescidde, minber yoktu. Cuma günleri Peygamber Efendimiz ayakta hutbesini okurken, mihrabın yanındaki hurma direğine dayanırdı. Bu, sekiz sene böyle devam etti. Bu zaman zarfında müslümanlar çoğalmıştı. Cemaat kalabalık olduğu için müslümanlardan bir kısmı, Peygamberimiz’in mübarek yüzünü göremiyordu. Bunun için üç basamaklı mütevazi bir minber yapıldı. Peygamber Efendimiz bu minber üzerine çıkıp hutbesini okumaya başlayınca; daha önce hutbe okurken dayandığı hurma direğinden inleme sesleri gelmeye başladı. Kundaktaki bebeğin ağlamasına benzer sesler işitildi. Öyle ki mescidde bulunanlar bu inleme ve feryadı duydu. Cansız bir direğin böyle inleyip feryat etmesine sahâbeler şaşırdılar. Peygamber Efendimiz yeni yapılan minberden inerek, inleyen hurma direğinin yanına gitti. ”Ey direk! Ne istiyorsun?” diye sordu. Direk, ”Senin ayrılığın yüzünden ağlarım. Daha önce hutbe verirken bana dayanırdın. Şimdi ise beni bırakıp, minberin üstüne çıktın.” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ona, ”Ey sırrı ahdine yoldaş olan ağaç! Söyle ne istiyorsun? Dilersen seni yemişlerle dolu bir hurma fidanı yapayım ya da cennette devamlı yemyeşil kalan, ölümsüz selvi fidanı mı olmak istersin?” Direk, ”Yâ Resûlallah! Ben ölümsüzlüğü ve bâki olanı isterim” dedi. O direği, kıyamet günü insanlar gibi dirilmesi için yere gömdüler. Ey gafil! Bunu duy da bir ağaçtan aşağı kalma. Sen de Hannâne direği gibi ayrılıktan inle ve Allah’ın davetine uy. Dünya işlerinden. Hakk’a yönelmeyi unutma. Hakk’a yönelen, Hakk’a yaklaşır. Hakk’a yaklaşan, lutfuna mazhar olur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu