Hz. Zekeriyya (a.s)
Hz. Zekeriyya, Süleyman aleyhisselâmın soyundan pek büyük bir peygamberdir. Beytü’l-
Makdis’te reis idi. Hz. Zekeriyya’nın zevcesinin, kız kardeşinin kocası İmran’dan Meryem
adında bir kız doğmuştu. İmran daha önce yapmış olduğu adağa dayanarak bu kızını Beytü’l-
Makdis’in hizmetine adamıştı. Meryem, teyzesinin yanında büyüdükten sonra, Beytü’l-
Makdis’te kendisine özel olarak ayrılan bir odada ibadetle meşgul oluyordu. Bu pek temiz ve
iffetli kız, koca yüzü görmediği halde, Yüce Allah’ın bir kudret ve hikmet eseri olarak gebe
kaldı ve bir mucize olarak Hz. İsa’yı doğurdu.
İsrâiloğulları İsâ aleyhisselâm beşikteyken Allahü Teâlânın kudretiyle konuşmasına
rağmen, onun babasız dünyâya gelmesiyle ilgili olarak Zekeriyyâ aleyhisselâma iftirâ ettiler.
Zekeriyyâ aleyhisselâmı şehit etmek üzere aramaya başladılar. Yahûdilerin iftirâlarını ve
kendisini öldürmek istediklerini haber alan Zekeriyyâ aleyhisselâm ”Takat getirilemeyen
şeyden uzaklaşmak, peygamberlerin sünnetidir.” kâidesince Beytü’l Makdis yakınlarında
ağaçlı bir bahçeye girdi. Bir ağacın yanından geçerken ağaç: ”Ey Allah’ın peygamberi! Bana
gel” diye seslendi. Ağaç yarıldı ve Zekeriyyâ aleyhisselâm içine girdi. Sonra kapandı ve onu
gizledi. İsrâiloğulları Zekeriyyâ aleyhisselâmın izini tâkip edip nereye gittiğini anlayamadılar.
O sırada mel’ûn İblis (şeytan) gelerek onlara; ”Bu ağacı bıçkı ile kesin, burada ise meydana
çıkar. Yoksa ne kaybedersiniz.” dedi. Kâfirler o ağacı biçerek Zekeriyyâ aleyhisselâmı şehit
ettiler. Zekeriyyâ aleyhisselâmın türbesi Halep’tedir.
Zekeriyyâ aleyhisselâmın bilinen mucizeleri şöyledir:
Hz. Zekeriyyâ’nın kalemleri, kendi kendine Tevrât’ı yazardı. Zekeriyyâ aleyhisselâm
Beytü’l Makdis’te maiyetinde yetmiş kişi olduğu halde Tevrât yazarlardı. Yahûdilerin biri
gelip; ”Hak peygamber olsaydın, elinde Tevrât yazmaya muhtâç olmazdın; sen de elinle
yazıyorsun, emrindekilerle aranızda hiçbir fark görmüyorum.” diye konuştu. Hz. Zekeriyyâ bu
söze çok üzüldü ve meraklandı. Cebrâil aleyhisselâm gelip: ”Ey Zekeriyyâ, buradan kalkınız!
Kaleminize emrediniz, kendi kendine yazsın!” dedi. Hz. Zekeriyyâ kalkıp, emredince, kalem
istenen şeyi yazmaya başladı. O saatte kalem on iki sûre yazdı. Bu mûcize ile birçok kimse
imân etti. Zekeriyyâ aleyhisselâm Hz. Meryem’i terbiyesi altına aldığı vakit, yazılması lâzım
gelen kefâletnâmeyi, kalemsiz, hokkasız yazmışlardır. Kur’ân-ı kerimde bildirildiği gibi,
Zekeriyyâ aleyhisselâm ve Beytü’l Makdis hademe ve kayyimlerden yirmi dokuz kişi arasında
Hz. Meryem’in kefâleti hakkında meydana çıkan ihtilaf üzerine herkes kendi kalemini Ürdün
suyuna atmışlarken, yalnız Zekeriyyâ aleyhisselâmın kalemi suyun üzerinde dikilmiş
kalmıştır.
34
Bununla birlikte, Zekeriyyâ aleyhisselâm su üzerinde yürür ve mübârek ayakları
ıslanmazdı. Kendisi için suda yürümekle, karada yürümek arasında fark yoktu. Zekeriyyâ
aleyhisselâmdan mûcize istendiği vakit, yakınlarındaki ağaçlara mübârek eliyle işâret etmiş,
hemen ağaçlar, köklerinden kopup, önlerine gelip kalmışlardır.
Ona ve gönderilen bütün peygamberlere selam olsun!